Dalmamak için bahaneniz mi var? Dalış hakkında yanlış bilinenler sizin de dalma arzunuzu engelliyor mu? Aslında çoğu şehir efsanesi olan bu tuhaf bilgilerin doğrularını öğrenmeye ne dersiniz? Dalış hakkında bilmedikleriniz ve yanlış bildikleriniz gün yüzüne çıkıyor. Dalış, birçok kişinin çocukluk hayali. Tüplü dalışın her geçen gün daha da yaygınlaşmasıyla dalış etkinliği bazıları için yeryüzünün tüm kötülüklerinden kaçış anlamına geliyor. Sonsuz mavilikler tüplü dalış sayesinde artık daha da yakınımızda. Yaklaşık 3 bin yıldır şu ya da bu yöntemle dalış yapan insanoğlu bugün teknolojinin ulaştığı nokta sayesinde ulaşabileceği derinlikleri artırıyor. Fransız kaşif ve dalgıç Jacques Cousteau’nun scuba yani bağımsız aletli dalış donanımını kullanmaya başlamasından bugüne onlarca yıl geçti. Artık dalış son derece popüler ve bu nedenle herkesin kolayca yapabileceği bir spor ya da eğlence anlamına geliyor. Elbette hala bazı korkuları taşıyanlarımız var. Bu spor her ne kadar yaygınlaşsa da dalış hakkında yanlış bilinenler aydınlatılmadıkça kimileri için korkunç bir etkinlik olarak algılanmaya devam edecek.
DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
- Su altına dalmak, kontrol edilemeyen yeni bir dünyaya girmek gibidir. (Yanlış çünkü dalışı güvenli yapabilmek adına tüm fiziki ve mental önlemler alınmıştır. Buna en başta yalnız dalamıyor olmanız en basit cevaptır.)
- Dalış sırasında saf oksijen solunur. (Yanlış. Dalışta kullanmakta olduğumuz hava yine normal hayatta kullandığımız hava ile aynı havadır. Hatta belirtmeliyim ki filtre edildiği ve nemi alındığı için daha kaliteli bile diyebiliriz.)
- Dalgıç tüpleri, her an patlayabilecek tehlikeli tanklardır. (Bu da yanlış bilinen bir durumdur. Basınç ayarlamaları yapılan tüpler her yıl teste tabi tutularak bakımları yapılmaktadır. Çok ciddi kazalar olmadığı sürece bu tüpler kendiliğinden patlamaz.)
- Her dalgıç, eninde sonunda vurgun yer. (Aslında en çok sorulan konudur vurgun meselesi. Vurgun yani dekompresyon aslında dalışta değil yüzeye çıkışta oluşan bir durumdur. Dalış esnasında vücudumuzda biriken azotun yukarı hızlı çıkılması sebebiyle çözümlenmesi sonucu oluşur. Ancak Türkiye'de yapılan dalışlar sportif amaçlı olmakla birlikte maksimum 30 m. ile sınırlandırılmıştır. Dekolu dalışlar olmadığından ve güvenlik beklemeri yapıldığından, ayrıca artık donanımlı dalışlarda elimizi rahatlatacak birçok malzeme olduğundan bu risk neredeyse yaşanmama düzeyindedir.)
- Dalış erkeklere özgü bir etkinliktir. (14 yaşını doldurmuş ve cinsiyeti ne olursa olsun herkes dalış yapabilir. Hatta bedensel engelli bir çok insan bile dalış yapabilmektedir)
- Su altında saldırgan canlılar vardır.(Su altında hiçbir canlı size saldırmaz. Hatta o canlıyı görebilmek için mücadele verirsiniz. Çünkü zaten onlar sizden kaçmaktadır.)
- Dalış donatısını kiralamak ya da satın almak çok pahalıdır.(Birçok dalıcı kendi ekipmanını kullanmamaktadır. dalış için gidilen noktadaki dalış merkezleri bunları dalışı da içeren bir paketle günlük olarak kiralamaktadır. Bu rakamlar ise 70-120 TL civarındadır ve buna dalış da olmak üzere birçok hizmet dahildir.)
- Dalış eğitimi, stresli, zor, fiziksel yorgunluk yaratan ve karmaşık bir süreçtir. (Dalış eğitimi toplamda 3-4 günü geçmeyen teorik ve pratik derslerden oluşmaktadır. Teorik derslerde; dalış nedir, kimler dalış yapabilir, hangi ekipmanlar nasıl kullanılır, su altında kullanacağımız işaretler ve hava basınç ilişkileri anlatılır. Pratik derste ise bu ekipmanların kullanımı ve genel öğretilen teorik dersin havuzda ve ya açık denizde yapılması gerçekleşir)
TÜM BUNLARDAN SONRA NEDEN DALIŞ YAPILMALI;

10 Kasım Anması
Su altı, derin bir huzur ve doğal güzellikler ile dolu harika bir dünyadır. Tabiat ananın kucağında, doğal hazinelerle dolu bu sonsuz hacim, kendine özel coğrafyası ve renkleriyle insanoğlunu kendine çeker. Burası kontrastların ve 5 tatlı sürprizlerin dünyasıdır. Bir orfozun kovuğundan size bakışı, yüzyıllar önce sulara gömülürken sırlarını da beraberinde getiren bir batığın esrarengiz görüntüsü, başka hiçbir ortamın size yaşatamayacağı ayrıcalıklardır. Gürültünün, kötü havanın, kent yaşamının stres kaynağı bütün kötülüklerinin dışarıda kaldığı mavi bir oracle`dır. Kendi doğal ortamından çok farklı bu sonsuzlukta insan, yerçekimine kafa tutar. Ağırlıksız ve hür dolaşmanın keyfiyle uçarcasına hürdür. Sualtına yapacağı her yolculuk, dalıcıya ait yeni bir serüvendir. Ve her şeyden önemlisi, bu dünya sandığınızdan çok daha yakındır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder